Wednesday, March 15, 2006

Ruanda

“birleşmiş milletler barış gücü operasyonları sorumlusu olarak pasifliğim yüzünden pişmanım!" bm insan hakları komisyonu'nda geçen ay yaptığı konuşmada "suçunu" itiraf etti "afrikalı" kofi annan. çünkü o, ruanda katliamı kayıtlarında adı anılmayan baş kahramandı. bm'ye göre 800 bin, resmi kaynaklara göre bir milyon ölünün ardından annan'ın "üzüntüsü" 10 yıl sonra kelimelere böyle yansıyordu. bildik bir senaryo bir ülke düşünün; iki kabile, iki ayrı yönetim: ruanda, hutuların egemenliğinde. askeri darbeyle iktidara gelen habyarimana 32 yıldır ülkeyi yönetiyor. tutsiler ise 'burundi' denilen bölgede önce kendi krallıklarım ilan etmişler, ardından "cumhuriyet"i getirmişler. ilk genel seçimlerinde iktidarı hutu kabilesi'nden melchior ndadaye'ye kaptırmışlar. tarih kitapları kabilelerin kanlı savaşlarını anlatıyor asırlar boyunca. belçika ve almanya var arkalarında. biri tutsileri, biri hutuları destekliyor. nihayet bm harekete geçiyor: "sınırları çizilmiş bir ülke tek bir yönetim altında buluşmalı! barış gücü 'barış'ı sağlamalı!"bu çözüm, size de bir yerlerden tanıdık geldi mi? olaylar aynı, isimler farklı. bu günlerde "çözüm" bulunmaya çalışılan yer akdeniz'de... 1994'teki anda planı "nın ardından bm tarafından öylesine tutuldu ki senaryo, ikincisi için start verildi. üstelik ilkinde karakter oyuncusu olan kofi annan, bu filmde baş role terfi etti ve kıbrıs planını "bizzat" hazırladı. yeni film vizyona girmek üzereyken, ilkinin öyküsünü anlatmaya devanlim, ruanda'nın birleşmiş milletler fiyaskosu olarak da anılan hazin öykü. "ruanda planı" hükümetler barış yanlısı olsa da fanatiklerin çatışması engellenemiyordu. bm'nin baskılarıyla 1994 yılı sonuna kadar bir geçiş hükümeti kurulması ve serbest seçimlerin gerçekleştirilmesi kabul edildi. bm’nin "ruanda planı" yürürlüğe girene kadar da barış gücü askerleri ülkede kalacaktı...iki kesimin liderleri yine bm'nin "katkılarıyla" tanzanya'da bir zirveye katılmışlar, barışa giden yolu konuşmuşlardı. 6 nisan 1994'te, aynı uçakta bulunmalarının nedeni de buydu... ama ülkelerine zirvenin sonuçlarını açıklayacak fırsatları olmadı. uçak, iniş yapmak üzereyken, "bm tarafından silahsızlandırılmış" bölgeden iki füze ateşlendi, “meçhul" cinayet, kabileler arasındaki kini de tetikledi. bm'nin inanılmaz kararı ruanda'da "alarm" çaldığı bu dönemde, bm güvenlik konseyi kararını açıkladı; barış gücü'nün ülkedeki 2 bin 598 askerinin sayısı azalacaktı. operasyonlar sorumlusu annan'ın da imzasıyla 270 asker kaldı.yüz binler ölümü solurken, dünya medyası, küçük başlıklar dışında detaya bile girmiyordu. bir milyon insan, yüz günde kurşunun bittiği yerde sopalarla dövülerek, palalarla parçalanarak öldürüldü ruanda'da. kadınlara tecavüz edildi ve ölümleri ertelendi. çünkü hasta milisler, hepsine aids bulaştırmıştı. barış gücü operasyonları sorumlusu annan ise yaşanan vahşete adeta göz yummuştu. geç kalınmış pişmanlık10. yıldönümünde ruanda katliamı'mn kurbanları, başkent kigali'de anıldı. ne batılı ülkelerin, ne de bm'nin temsilcileri yoktu törenlerde. ancak, yoksul ülkeden yükselen isyanın sesi duyuldu. bm de kendi gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kaldı nihayet. o dönemde bm barış gücü komutanı olan kanadalı tuğgeneral romeo dallaire, insanın kanını donduran itirafı yaptı: "ruandalılarm hiçbir önemi yoktu."financial times, ruanda'da yaşananları "siyasi iflas" olarak değerlendirdi sayfalarında; hiçbir stratejik önemi olmayan bu ülke, batılı hükümetlerce askerlerinin yaşamlarını tehlikeye atmaya değmezdi."afrikalı" kofi annan, bm insan hakları komisyonu'nda pişmanlığını dile getirdiği konuşmasına, "10 yıl önce yaşananlar utanç vericidir" diye başladı... ve şöyle sürdürdü sözlerini: "bu tür katliamları dünyanın neresinde olursa olsun önlemek için bir 'bm planı' hazırlayacağım."10 yıl öncesinin operasyonlar sorumlusu, bugünün bm genel sekreteri kofi annan, bir başka plana daha kendi adını verdi; "annan planı" ile bu kez "kıbrıs sorununu" çözmek için görev başında. herhangi bir pişmanlığı olursa belki on yıl sonra bir başka insan hakları oturumunda bunu açıklayacak...

aysegül bakkalcıoglu - 2004/10 nokta

0 Comments:

Post a Comment

<< Home