Thursday, January 17, 2008

ne yapsam olmuyor idi

geçen arkadaşlarla konuşuyoruz, bizim kamil "abi samimiyet bayrakları açılmış toplumda. samimi olmak acayip prim ediyormuş" dedi. "nasıl lan, sadece samimi olmak yeterli mi?" dedik koro gibi. "evet abi, ne olusa olsan samimi olsun deniyormuş. ister cahil olsun ister kıro olsun yeterki samimi olsun isteniyormuş" dedi. yıllardır kavede bu anı bekliyorduk. en sonunda rüzgar bizden tarafa esmişti, topluma, karşı cinse kendimizi kabul ettirebilecektik. devran dönmüştü bi kere kim bizi durdurabilirdi ki.
hemen ikili üçlü bi kız grubu buldum. başladım başımdan geçenleri, aptallıklarımı anlatmaya. top oynamaya çağırmaya gittiğim mehmetlerin evi diye bi başka mehmetlerin evine girip, dedesiyle, annesiyle çay içişimi, annesinin uyuyan mehmeti kaldırmaya gitmesini engelleyip ben gidiyim uyandırayım yenge diyip, girdiğim odanın 8 yaşındaki hiç tanımadığım bir bebeye ait olduğunu görmemle ordan topuklamamı ve 2 hafta sokağa çıkamadığımı falan.
bence etkileyici bir üslupla sunulmuş, içinde komik şapşallıklar barındıran hikayelerdi. baktım etkileniyorlar, eller saçlara gidiyor, bir iki tane daha anlattım. "sevimli şapşal şey" damarını iyice eşeledim. anlattım da anlattım. en mahremine kadar. altıma sıçmalı anılara kadar. baktım hafif bir tiksinme baş gösteriyor hemen ebeveynlere usulsüz şekilde yakalanmaya çevirdim rotayı lakin o da çare olmadı, büsbütün iğrenildi. hemen sonra yakışıklı arkadaşım efe geldi, birkaç "sosyal becerisizlik" anısını anlatıp "inanmıyorum efe, çok sevimliymişsin" nidaları eşliğinde bu samimiyet rüzgarından iyi ekmek yedi. benimse efe sayesinde tanıştığım kızlarla bağlantım ise ileriye yönelik beklentiler içerisinde sürdü.

Dipnot: Mevcut yazının orjinali Umut Sarıkaya tarafından 09-01-08 tarihli 019 sayılı uykusuz mecmuasında yayımlanmıştır, ben kırptım biçtim, yeniden araje ettim.

bu da ap ayrı bir linkua
http://img204.imagevenue.com/img.php?image=00050_n645007759_212143_8452_122_578lo.jpg

0 Comments:

Post a Comment

<< Home